top of page

Larissa Araz & Ekin Can Göksoy

Bir Mucize İhtimali

Chance For A Miracle

1 — 23/12/2018

kalp_tamatası7.JPG

Her şeyin “böyle gelmiş, böyle gidecek” umutsuzluğuna kapılıp gittiği günümüzde insanların hayatlarını değiştirmek için dahil olduğu pek çok pratik mevcut. Bunlardan bazıları Tanrı ile kurulan bir anlaşmayı içerirken, bazıları kişinin kendine verdiği sözlerden oluşuyor. Kutsal ve dünyevi arasındaki çizgi bulanıklaştıkça materyalist, çıkarcı, bencil talepler daha görünür oluyor. İnsanlar ya da insanlık, potansiyelini yavaş yavaş kaybedip gerçekleşmesi mümkün olmayan/şansa bağlı dileklere tutunmaya çalışıyor. Bencillik, hayal kurmanın bile materyalist kalıplara sıkışması, toplum ile bireyin yaşadığı karşılıklı gerginlik, Ulus Baker’in Spinoza’dan mülhem sözleri ile, “iyi karşılaşmalar örgütlemek” imkanını sıfırlıyor. Bu noktada insan, eli kolu bağlı olsa bile umut ederek bir şeyler diliyor. Etrafını saran her türlü baskı, insanın umut etmek, dilekte bulunmak, istemek ve talep etmek gibi dış dünya ile kurduğu farklı ilişki türlerini sarsmış durumda. Umutsuzluk da bir tür devam edememeyi getiriyor yanında.

 

Bir Mucize İhtimali, umut etmenin, dilekte bulunmanın, istemenin, talep etmenin–yahut arzulamanın–irili ufaklı mucizelerin gerçekleşmesini istemek olduğu ön kabulü ile hareket ediyor. Bu umut ediş ise “İnsan neyi diler? Neyi umut eder?” sorularını beraberinde getiriyor. Bu soruların ve potansiyel cevaplarının irdelenmesi noktasında serginin kavramsal çerçevesi aynı adak pratiğinin etrafında dönen yedi hikaye ile somutlanıyor. Hikayeler de genel olarak şans, kader, umut, niyet ve korkunun insan yaşamındaki düzensizliği üzerine yazılmış, neden ve sonuç ilişkileri karmaşık hikayeler. Toplumun farklı katmanları, farklı çevreler ve dönemlerden yedi hikaye, İstanbul’dan San Francisco’ya, Atina’dan New Mexico’ya farklı ülkelerde kiliselerde halen bir ölçüde sürdürülen ama giderek unutulmaya yüz tutmuş bir adak pratiğini merkezine alıyor. Bir adak dolabına asılmış yedi adağın (Yun. tama, çoğ. tamata) hikayesini aktarıyor aslında.

 

Larissa Araz (1990) eğitimine New York Üniversitesinde Medya İletişim ve Kültür bölümünde başlayıp Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar bölümünde bitirmiştir. Larissa Araz kimi zaman yazı, video, ses gibi farklı alanlarda eser üretmekle beraber, sanat pratiğinin odağında fotoğraf olan bir sanatçı. Toplumsal hafızaya dahil edilen veya edilmeyen tarih, kimlik, anı ve aidiyete dair konuları kişisel bir yaklaşımla inceliyor. Bu kişiselleştirme, genelde yaşadığı coğrafyanın ve aile kültürünün getirilerinden içselleştirmelerinden doğuyor. Bir çoğumuzun hala kendine defaatle sorduğu –ya da artık sormadığı–; yanıtlarını tarihin yazmadığı sorular, Araz için varoluşsal bir araştırmanın ana hatları.

 

 

Ekin Can Göksoy, 1987 yılında Bursa’da doğdu. ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği’nden lisans, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler bölümünden yüksek lisans derecelerini aldı. 2014 yılında “Münhal” isimli öykü kitabı, 2016 yılında ise “Epope Tatavla” isimli romanı İletişim Yayınları tarafından basıldı. 2017 yılından beri, San Francisco merkezli Artship Foundation’ın direktörü Slobodan dan Paich ile performans çalışmalarını sürdüren Göksoy, bu ortaklığın ilk meyvesi olarak 2017 Aralık’ta Halka Art bünyesinde izlenen “Arkaik Yankılar ve Günümüz” isimli performansı gerçekleştirmiştir. Bu performansın farklı bir versiyonu, 2018 Temmuz ayında  San Francisco’da hayata geçirildi. Ayrıca sinema eleştirmenliği de yapan Göksoy’un, 2015 yılından itibaren FilmLoverss’ta sinema tarihi ve eleştirisi üzerine yazıları yayınlanmaktadır. Kadıköy merkezli stand-up komedi ekibi Tuz-Biber’in de bir üyesi olan Göksoy, halen daha Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümünde, kent tarihi üzerine doktora çalışmalarını sürdürüyor.

 

1-23/12/2018

Açılış: 1/12/2018 // 16.00-20.00

Today, even though everything is sinking into “That’s just the way it is” despair, there are still many practices people follow in order to change their lives. Some of these include an agreement with God, and others consist of promises given to one’s self. As the line between the sacred and the profane is blurred, materialistic, self-seeking and egoistic demands become apparent. People or humanity lose its potential gradually and try to hold on to wishes that are impossible to happen/depending on chance. Selfishness, the fact that even dreaming is trapped in formulaic visions, the reciprocal tension between the individual and the society nullify the opportunities of, as Ulus Baker said drawing upon Spinoza, “organizing good encounters.” At this point, one is to wish for something even though one’s hands are tied. All kinds of pressure and suppression surrounding the individual have already shaken every conceivable way to connect to outer world, such as hope, wish, want and demand. Hopelessness abolishes the will to carry on.

 

Chance for a Miracle, has a premise that hope, wish, want, demand or desire are different names for asking a miracle, large or small, to happen. This hope entails the questions of “What do humans wish for? What do they hope for?” At the nodal points of examining these questions and their potential answers, the conceptual framework is embodied in seven stories revolving around a practice of votive. Stories are complex ones for their causes and effects, written on the irregularities of chance, destiny, hope, intention and fear in human life. Seven stories from different classes, milieus and eras of the society are centered on a votive practice sinking into oblivion although continued to some extent in various churches from İstanbul to San Francisco, Athens to New Mexico. In fact, they narrate the histories of seven votive offerings (Gr. tama, pl. tamata) hung on a votive cabinet.

 

Larissa Araz (1990) started her education at the Media, Communication and Culture department at New York University and completed her degree at the Media and Visual Arts and Sociology Department at Koç University whose practice focuses on the medium of photography; she produces works in a variety of media including text, video and sound. Through a personal viewpoint, she focuses at the topics of history, identity, memory and belonging that are included or not included in social memory. This personalization is related to her belonging to a family that combines different minorities of the geography she lives in. The questions that are not answered by history that we repeatedly ask ourselves-or not anymore- are the main threads of an existential research of Araz.

Ekin Can Göksoy was born in 1987 in Bursa. He took his BSc from METU Electrical-Electronics Engineering and his MA from Cultural Studies, İstanbul Bilgi University. He published his first short story book "Münhal" in 2014 and his first novel "Epope Tatavla" in 2016 with İletişim Press label. Working on and collaborating for performances with Slobodan dan Paich, the director of Artship Foundation from San Francisco, USA since 2017, Göksoy took part in performance "Archaic Echoes and Today" in December 2017, within Halka Art Istanbul. Another version of this performance, "Washed Ashore" was staged in July 2018 in San Francisco. Active in film criticism, Göksoy has been writing film critiques and pieces on history of cinema in FilmLoverss since 2015. As a member of stand-up comedy troupe TuzBiber, based in Kadıköy, Göksoy continues his PhD on urban history at Boğaziçi University History Department.

1-23/12/2018

Opening: 1/12/2018 //16.00-20.00

 

lar_web14.JPG
lar_web13.JPG
lar_web11.JPG
lar_web9.JPG
lar_web12.JPG
lar_web15.JPG
bottom of page